FEMİNENLİĞİN YENİ YORUMU;
MANIFESTO
Özgür, aşırılıkları seven, tutkulu ve
sıradışı Yves Saint Laurent kadını, tutkunun ve ihtirasın kapılarını aralamaya
70’li yıllarda Opium’la başladı. 80’li yıllarda Paris’le ve 2009’da Parisienne
ile geçtiği her yerde aşkın ve romantizmin sihrinden izler bıraktı.
Ve şimdi... Yves Saint Laurent kadını
tüm rutinlerden uzaklaşarak cesur duruşunu, aşırılıklarını, sahip olduğu gücü
kutluyor.
Herkesi kendine hayran bırakıyor.O
Manifesto’suyla feminenliği yeniden yorumluyor.
Manifesto Kadını
Kıvrımlı vücut hatlarına sahip,
ihtişamlı ve görkemli bir kadın. Üzerine giydiği elbisesinin ihtişamlı mor
kemeri bütün dikkatleri üzerine topluyor. Altın gibi değerli ve dikkat çekici.
Asla vazgeçmeyen, ışıl ışıl, spontan,
özgür ruhlu, parıldayan, göz kamaştırıcı, çarpıcı, sezgiye, cesarete ve arzuya
inanıyor.
Kadınlar onu taktir ediyor. Erkekler ona
hayran kalıyor. Çünkü o;
Hayır demekten korkmayan, evet demeye aşık
bir kadın. Bu, o’nun Manifestosu.
Baş Döndürücü Esans
Vücut bulduğu kadında pürüzsüz bir
silüetin, güçlü bir kişiliğin ve yasemin çiçeğinin vurguladığı cömert ruhun
resmedilişi...
Vadilerin yeşiline bürünmüş transparan
zambak notaları, Manifesto’nun ince dokusuna bahar mutluluğunu taşıyor. Frenk
üzümünden ışıltılı bir salkım, Manifesto’yu keskin, feminenliği vurgulayan bir
edayla sarıp sarmalarken, odunsu akorlar sedir ve sandal ağacının esansları
arasında bu feminenliği ikinci bir ten gibi hapsederek Manifesto Kadınını
vanilya ve tonka fasulyesinin olgun ve dişi notalarıyla giydiriyor.
Şişe Tasarımı
Manifesto’nun sade ve zarif şişe tasarımı, sıradanlıklara başkaldıran,
feminen Yves Saint Laurent kadınını simgeliyor. Şişenin ortasında yer alan ve
ametist taşından ilham alınarak tasarlanmış mor kemer, yansıttığı her bir ışıkla Yves Saint Laurent
kadınının şaşırtıcı ve sıradışı yönlerinden birini ortaya koyuyor. Pürüzsüz
silüetini taçlandırdığı, sıradanlığa başkaldıran Manifesto’sunu açıkladığı bu
kokunun kapak tasarımı, Yves Saint Laurent kadınının iç dünyasındaki
hesaplaşmalardan kurtulup kendi ruhundaki zirveye ulaşmasını simgeler
nitelikte.Bir altın gibi kusursuz, görkemli ve değerli.
JESSICA CHASTAIN
BIOGRAFI
Vejetaryen aşçı bir annenin ve itfaiyeci bir babanın kızı olarak 1981
yılında Kuzey California’da dünyaya gelen, porseleni andıran pürüzsüz teni ve
çarpıcı kızıl renkli saçlarıyla bildiğimiz Jessica Chastain zamanın gelecek
vaad eden başarılı aktrislerinden biri.
Henüz 9 yaşındayken dansla ilgilenmeye başladı ve 13 yaşına geldiğinde
bir dans grubuna katıldı. Daha sonra
bitmek bilmeyen sanat tutkusuna tiyatroyu da ekleyen Chastain, tiyatro
çalışmalarında annesinin kızlık soyadını kullanmaya karar verdi. Robin Williams
Bursu’ndan yararlanarak New York’taki en prestijli drama okullarından biri olan
Julliard Drama Okulu’na yazıldı. Eğitim gördüğü süre boyunca sahne yaşamına
dair gerçek bir disiplin, oyunculuğa dair içgüdüsel bir kabiliyet ve mesleğin
özüyle ilgili ciddi bir donanım kazandı.
Tiyatro sahnelerindeki ilk göz dolduran performansları William Shakespeare’in Romeo ve Julieti, Michelle
Williams’la birlikte sahneledikleri Anton Chekhov’un The Cherry Orchard’ı ve
David Strathairn ile aynı sahneyi paylaştığı Richard Nelson’un Rodney’nin
Karısı adlı oyunlarıyla başladı. Aynı zamanda Viyana, Almanya ve New York’ta
sahneye konulan Shakespeare’in Desdemona adlı oyununda da Phillip Seymor
Hoffman ile aynı sahneyi paylaşarak çarpıcı bir oyunculuk sergiledi.
Küçük yaşta sergilediği başarılı performanslar sayesinde kısa zamanda
ünlü isimlerin de dikkatini çeken Chastain, ünlü yönetmen Estelle Parsons ve
aktör Al Pacino tarafından Oscar Wilde’nın Salome adlı oyununda oynamak üzere
seçilerek Al Pacino ile birlikte başrolde yer aldı.
Hızlı yükselişini sürdüren Chastain, ER, Veronica Mars, Low&Order programlarında aldığı küçük
roller sayesinde oyunculuk yeteneğini televizyon dünyasıyla taçlandırdı. 2007
yılında sinema dünyasının çağrılarına kulak verdi ve Dan Ireland’in yönettiği,
oynadığı karaktere de adını veren Jolene adlı sinema filminde oynadı. 2009
yılında Anders Anderson’un Stolen Lives’ında Sally Ann’i canlandırdı. Hayatını
sinema, televizyon, tiyatro; ve New York, Los Angeles arasında geçiren Chastain,
böylece Amerikan sinemasındaki yerini almaya başladı.
2011 yılında, Brad Pitt ile birlikte oynadığı Terrence Malick’s’in
The Tree of Life adlı filmiyle Cannes Film Festivali’nde Palme d’or ödülünü
kazandı ve aynı zamanda seyirciler
tarafından uluslararası film starı ödülüne layık görüldü. Bu ödüller
Chastain’in kariyerini belirleyen dönüm noktaları oldu. Tree of Life filminde
acı çeken, hüzünlü bir anne rolünü canlandıran Chastain, bu rolle ününü daha da
arttırarak Hollywood’un aranan isimlerinden oldu.
Artık gerçek bir film starı olarak gösterilen Jessica
Chastain’in kariyerinin bundan sonrası çok hızlı ibir gelişme gösterdi. 2011 ve
2012 yılları arasında John Madden’ın yönettiği, Bir İsrail ajanını
canlandırdığı The Debt filmi ile başlayan ve ardından duygulu ve hassas bir ev
kadınını canlandırdığı, Kathryn Stockett’ın çok satan bir romanından sinemalara uyarlanan The Help
filmi ile devam eden, kocasının gün geçtikçe uzaklaşan tavırları içinde gerçek
hayata tutunmaya çalışan bir ev hanımı kılığına büründüğü Take Shelter’a kadar
uzanan onlarca filmle farklı rollere bürünme yeteneğini birçok kez kanıtladı. Rollerine
gösterdiği hassasiyet ve duyarlılıkla dikkat çeken ve adından söz ettiren
oyunculardan biri oldu.
2012 yılında çekici güzelliği ve sahip olduğu Couture stili
onu 65. Cannes Film Festivali’nde bir kez daha kırmızı halıya taşıdı.
Madagascar 3 filminde seslendirdiği Gia karakteri ve John Hillcoat
yönetmenliğindeki Lawless filminde canlandırdığı rolü temsilen orada bulunan
Chastain, başrolü paylaştığı Tom Hardy ve Shia Labeouf ile birlikte
oyunculuğunu Palme d’Or ödülü için yarıştırdı.
Önümüzdeki aylarda yeni projelere başlayacak olan ünlü aktris,
prestijli yönetmenlerle çalışacak : Ralph Fiennes’in yöneteceği Coriolanus,
Guillermo del Toro’nun yönetmenliğini üstleneceği Mama bu yeni filmlerden
birkaçı. Bunun yanı sıra Chastain’in, Kathryn Bigelow’un yönettiği Zero Dark
Thirty filminde rol alması bekleniyor.
Aday gösterildiği ve ödül aldığı filmler sayesinde yıldızı
gün geçtikçe parlayan Hollywood yıldızları içinde gösterilen Jessica Chastain,
BAFTA Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne aday gösterildi. Altın
Küre ve Oscar Ödülleri’ne de adaylığı bulunan ünlü star, Time Magazine
tarafından dünyanın en etkileyici kadınlarından biri seçildi.
Jessica Chastain şu anda California’da hayatına devam
ediyor.